Salı, Kasım 22, 2005

Tikanmis Yazi

Calismanin tam ortasi, dert anlatmak lazim kagit uzerinde. Ilk akla gelen dusuncelerin heyecani bilmemkacinci denemenin uzerine yok olmus, geriye sadece daha iyi bilinen ama daha az heveslenilen salak sacma seyler kalmis. Anlatsam ne olacak ki diye dusunmemeye calisip zarla zorla calisiyoruz. Kumda el arabasi surmek gibi, itmeyince takilip kaliyor, itince kuma saplaniyor. Bir azim, bir gayret, belki bir sonraki minik kum cukuruna kadar gidebiliyorsun. Sonra yine ayni seyler. Kahve, kola, cay, kahve, atistirmalik bir seyler, klavyenin icinde kirintilar, ekranda surekli degisen pencereler. Kucultulmus programlar arasinda bir Emax editoru ve LaTeX calistirdigin minik bir pencere siranin kendilerine gelmesini bekler. Yesil Erik kahve alalim dedi ya, ona bile gitmeye icim rahat etmedi. Telefon da bekliyorum bir yandan. Bir isik olsa da parlasa tunelin ucundan, tren mi cikis mi, fark etmez. Uykumu alsaydim daha mi iyi olurdu? Cok farkeder miydi? Pek sanmam ya, bahane lazim tabii. Yazmam lazim, sIkIlmadan, soylenmeden... Bi sey diyceeem, diyemiyom, ne diyceeemi bilemiyom.

1 Yorum:

Blogger tavsan dedi ki...

nooldu, daha iyi misin? cikti mi biseyler, kurtuldun mu?

12/06/2005 11:01 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Evime Gotur Beni