Pazar Yolculugu
Amma da cabuk isindi hava. Daha saat 9 bile olmadi halbuki. Tam cehennem azabi bir yolculuk. Ne isim var anlamadim ki bugun yollarda. Butun gunu Yesil Erik'le gecirme planimiz vardi sozde. Sanki iki sokak asagiya gidiyoruz. Zaten babaannenin orada olmasi basli basina ters bir sey. Anneannem de kaynanasiyla o kadar uzun sure kalmayi nasil karsilamistir bilinmez. Gorumceleri ve gorumcelerinin cocuklari gibi simartmaz onu; o da cok keyifli degildir eminim. Hem sulalenin geri kalani gibi bir batimda 12 cocuk doguran bir gelini de degil anneannem. Dolayisiyla buyuk babaannenin torunlari ve torunlarinin cocuklari az bizim ailede, torunlarinin torunlari ise hep dedemin kardeslerinde. Bizim evlerde onu oyalayacak kimse de yok o yuzden.
Bir de su araba kanirtmasa beni... Allahin kamyonlari bile solluyor valla. 1.1 litre harbi cekmiyor arabayi yokus yukari. Su tepeyi bir assak...
Ne isim var bugun yolda? "Bu Pazar gidip almak lazim, bu hafta Munire'nin torunu evleniyormus." Munire de kim yahu? "Husniye Halamin kizi... Torununu hatirlarsin belki, Sema." Bi dakka, buyuk babaannenin torununun torunu mu Sema? Ya bu kiz benden nereden baksan 7-8 yas kucuk; ben ilkokuldayken bebekti daha. Eh, buyuk babaanne biraz daha sIkarsa disini, uc vakte torununun torununun cocugunu da gorecek desene. Bu hizla cocuk yapmaya devam ederlerse butun sehir akrabamiz cikacak sonunda.
Pogacalar midemi yakti gene. Almamam lazim o adi yerden. Yoldan da alabilirdim, hem dinlenmis de olurdum. Ileride polisler sotaya yatiyor hep, biraz yavaslasam... Nereye yavaslayacam ki, zaten 90'la gidiyo adi alet. Bir de bu sicak. Kasetcalara CD'yi bagladigim iyi oldu tabii. En azindan muzik keyfim yerinde.
Ama bu aksamustu hic de yerinde olmayacak suphesiz. Ayni arabada anneanne, dede ve buyuk babaanne. Bir yandan da suclu hissediyorum kendimi. Kadincagiz bana hep cok iyi davrandi bugune kadar, gozleri daha iyi gorurken corap orerdi bana. Okullar kar tatiline girip de ogleden sonra hava acinca uzulurdum. O da "kar topluyor" diye avuturdu. Son zamanlarda her gorusmemizin sonunda sanki son kez gorur gibi vedalasir oldu. Masallahi var ama, hala ayakta, kendi isini kendi goruyor. Ruslar geldiginde 16 yasinda olan birisi icin inanilmaz bir sey. Ama bir yandan da o kadar yol sessiz sedasiz cekilmez ki...
Nihayet gorundu adalar. Cam agaclarinin arasinda sudaki mavilik parildiyor gene. Hay gozunu sevdigimin denizi...
Oglen olmadan vardim varmasina da biraz dinlenmek lazim. Uc dort saate yine yola cikmamiz lazim. Anneanne ve dede iyi. Buyuk babaannenin dizleri tutmamaya basladi ben gelir gelmez. Az uckagitci da degil aslinda. Anneannemin dedigine gore cok begenmis bahcede oturmayi. Kim bilir, belki de koyunu hatirladi. Beton apartman dairelerinde ne kadar rahat edebilir ki insan? "Anne gitmemiz lazim bugun, Sema evleniyor bu hafta." Ka$larinin altindaki deriler, artik goz kapaklarini kapatiyor. "Bilmiim ki, dizimin bagi cozuk. Hemen mi gitcez?"
En azindan benim yarina stajda olmam lazim. O kadar yolun uzerine bir de staj. Ne de guzel cekilir... Ebleh insanlar, bana kullanim klavuzu yazdiriyorlar. Eseklik bende ki gidip bi yerden sahte bir staj ayarlamadim kendime. Mustehak benim gibi salaga. Millet baskalarinin staj defteriyle idare etsin, ben esekler gibi calisayim. Verdikleri maasla oglen yemeklerimi bile karsilayamiyorum.
Biraz kestirmeli arka odada. Orada gunes yok henuz.
"Dalgic, kalk oglum, saat 4." Nasil yani? Bes saattir uyuyor muyum simdi? Hay bin kunduz, yazlikci trafigine takilacagiz. "Babaanne nasil?" Nasil olacak, dede de yuklenince dizinin bagi tutar olmus, hazirlanmis. Borekler melamin kaplara konulmus, bir de bahceden kesilen guller yarisi kesik pet siselere islak bezlere sarilarak yerlesmis. Araba bir firin. Koyu renk alan zihniyeti ben ne yapayim... "Bir su doksek ustune, belki serinler." Tabii ya, niye olmasin? Guneye giden yollarda araba duslari var ya. Ulan annenanne, ne yapayim ben seni simdi? On camdaki minik catlak boydan boya yurudu simdi. Peh! Ama salaklik bende. Gozunun capagiyla anneanne dinlenir mi hic? Ona kalsa golge olsun diye koca evi yerinden kaldirtip doksan derece dondurtur adama.
Bir de kaldik mi trafige... Tadindan yenmez oldu yolculuk. Son dort saattir dur kalk... Babaanneyi birakmak lazim Sema'lara. Munire Teyze'ler besinci katta oturuyor. Sema'nin erkek kardesi babaanneyi oturtuyor bir sandalyeye, yuklenip cikartiyor bes kat. Battal cocuk vesselam... Arkasindan da biz... Millet bi garip bakiyor bana. "Oglum, sortunla cikmasaydin yukari..." Niye ki? 11-12 yasinda baslari sIkI sIkI bagli kizlar apar topar iceri odalara kaciyor. Herkes esekten dusmus karpuz gibi bakiyor bana. Her ne kadar evlerin arasi bes dakika olsa da, arada birkac yuzyil fark var demek ki... Babaanneyi getirmis olduk, bir sey degil. Rica ederim.
...
- Dedem, basin sagolsun.
- Sagolasin Dalgic'cigim. Zamani geldi iste, yapilacak bir sey yok.
Yapilacak cok sey varmis, ama diyememis dedem iste. Son gordugumden sonra, buyuk babaannenin tavsan gibi uremeyi marifet sayan cocuklari, elinin uzerindeki artik neredeyse hic ilerlemeyen cilt kanserini sorup sorusturmadan ameliyatla aldirmislar. Dedem ikna edememis kimseyi bunun tehlikeli olacagina. Birak onu, kardeslerini baska bir doktordan fikir almaya bile ikna edememis. Ameliyat yarasi hic kapanmamis, kanser dagilmis butun vucuda. Olmeden once tam iki bucuk yil surunmus kadincagiz eli opulurken cirkin gorunuyor diye.
Olayin uzerinden dort yil gecti, arada hala bir okyanus var.
Ben buyuk babaannenin adini hala bilmiyorum.
Bir de su araba kanirtmasa beni... Allahin kamyonlari bile solluyor valla. 1.1 litre harbi cekmiyor arabayi yokus yukari. Su tepeyi bir assak...
Ne isim var bugun yolda? "Bu Pazar gidip almak lazim, bu hafta Munire'nin torunu evleniyormus." Munire de kim yahu? "Husniye Halamin kizi... Torununu hatirlarsin belki, Sema." Bi dakka, buyuk babaannenin torununun torunu mu Sema? Ya bu kiz benden nereden baksan 7-8 yas kucuk; ben ilkokuldayken bebekti daha. Eh, buyuk babaanne biraz daha sIkarsa disini, uc vakte torununun torununun cocugunu da gorecek desene. Bu hizla cocuk yapmaya devam ederlerse butun sehir akrabamiz cikacak sonunda.
Pogacalar midemi yakti gene. Almamam lazim o adi yerden. Yoldan da alabilirdim, hem dinlenmis de olurdum. Ileride polisler sotaya yatiyor hep, biraz yavaslasam... Nereye yavaslayacam ki, zaten 90'la gidiyo adi alet. Bir de bu sicak. Kasetcalara CD'yi bagladigim iyi oldu tabii. En azindan muzik keyfim yerinde.
Ama bu aksamustu hic de yerinde olmayacak suphesiz. Ayni arabada anneanne, dede ve buyuk babaanne. Bir yandan da suclu hissediyorum kendimi. Kadincagiz bana hep cok iyi davrandi bugune kadar, gozleri daha iyi gorurken corap orerdi bana. Okullar kar tatiline girip de ogleden sonra hava acinca uzulurdum. O da "kar topluyor" diye avuturdu. Son zamanlarda her gorusmemizin sonunda sanki son kez gorur gibi vedalasir oldu. Masallahi var ama, hala ayakta, kendi isini kendi goruyor. Ruslar geldiginde 16 yasinda olan birisi icin inanilmaz bir sey. Ama bir yandan da o kadar yol sessiz sedasiz cekilmez ki...
Nihayet gorundu adalar. Cam agaclarinin arasinda sudaki mavilik parildiyor gene. Hay gozunu sevdigimin denizi...
Oglen olmadan vardim varmasina da biraz dinlenmek lazim. Uc dort saate yine yola cikmamiz lazim. Anneanne ve dede iyi. Buyuk babaannenin dizleri tutmamaya basladi ben gelir gelmez. Az uckagitci da degil aslinda. Anneannemin dedigine gore cok begenmis bahcede oturmayi. Kim bilir, belki de koyunu hatirladi. Beton apartman dairelerinde ne kadar rahat edebilir ki insan? "Anne gitmemiz lazim bugun, Sema evleniyor bu hafta." Ka$larinin altindaki deriler, artik goz kapaklarini kapatiyor. "Bilmiim ki, dizimin bagi cozuk. Hemen mi gitcez?"
En azindan benim yarina stajda olmam lazim. O kadar yolun uzerine bir de staj. Ne de guzel cekilir... Ebleh insanlar, bana kullanim klavuzu yazdiriyorlar. Eseklik bende ki gidip bi yerden sahte bir staj ayarlamadim kendime. Mustehak benim gibi salaga. Millet baskalarinin staj defteriyle idare etsin, ben esekler gibi calisayim. Verdikleri maasla oglen yemeklerimi bile karsilayamiyorum.
Biraz kestirmeli arka odada. Orada gunes yok henuz.
"Dalgic, kalk oglum, saat 4." Nasil yani? Bes saattir uyuyor muyum simdi? Hay bin kunduz, yazlikci trafigine takilacagiz. "Babaanne nasil?" Nasil olacak, dede de yuklenince dizinin bagi tutar olmus, hazirlanmis. Borekler melamin kaplara konulmus, bir de bahceden kesilen guller yarisi kesik pet siselere islak bezlere sarilarak yerlesmis. Araba bir firin. Koyu renk alan zihniyeti ben ne yapayim... "Bir su doksek ustune, belki serinler." Tabii ya, niye olmasin? Guneye giden yollarda araba duslari var ya. Ulan annenanne, ne yapayim ben seni simdi? On camdaki minik catlak boydan boya yurudu simdi. Peh! Ama salaklik bende. Gozunun capagiyla anneanne dinlenir mi hic? Ona kalsa golge olsun diye koca evi yerinden kaldirtip doksan derece dondurtur adama.
Bir de kaldik mi trafige... Tadindan yenmez oldu yolculuk. Son dort saattir dur kalk... Babaanneyi birakmak lazim Sema'lara. Munire Teyze'ler besinci katta oturuyor. Sema'nin erkek kardesi babaanneyi oturtuyor bir sandalyeye, yuklenip cikartiyor bes kat. Battal cocuk vesselam... Arkasindan da biz... Millet bi garip bakiyor bana. "Oglum, sortunla cikmasaydin yukari..." Niye ki? 11-12 yasinda baslari sIkI sIkI bagli kizlar apar topar iceri odalara kaciyor. Herkes esekten dusmus karpuz gibi bakiyor bana. Her ne kadar evlerin arasi bes dakika olsa da, arada birkac yuzyil fark var demek ki... Babaanneyi getirmis olduk, bir sey degil. Rica ederim.
...
- Dedem, basin sagolsun.
- Sagolasin Dalgic'cigim. Zamani geldi iste, yapilacak bir sey yok.
Yapilacak cok sey varmis, ama diyememis dedem iste. Son gordugumden sonra, buyuk babaannenin tavsan gibi uremeyi marifet sayan cocuklari, elinin uzerindeki artik neredeyse hic ilerlemeyen cilt kanserini sorup sorusturmadan ameliyatla aldirmislar. Dedem ikna edememis kimseyi bunun tehlikeli olacagina. Birak onu, kardeslerini baska bir doktordan fikir almaya bile ikna edememis. Ameliyat yarasi hic kapanmamis, kanser dagilmis butun vucuda. Olmeden once tam iki bucuk yil surunmus kadincagiz eli opulurken cirkin gorunuyor diye.
Olayin uzerinden dort yil gecti, arada hala bir okyanus var.
Ben buyuk babaannenin adini hala bilmiyorum.
4 Yorum:
Bu yazi bana rahmetli babaannemi hatirlatti ve gozlerim doldu.
Eline saglik dalgic. Babannemi hatırlattın bana. mutlu oldum...
blogun da bol yaziyle dolsun bizde hep okuyalim...
blog takipcisi
Yorumlariniz icin tesekkurler. Bugun dedemi aradim, buyuk babaannenin adi Fatime'ymis. :~|
bu kan bagi baska birsey ya, ne kadar az gorse de ne kadar az ilgilense de zamaninda boyle iste. hele ki karsindaki de sana deger veriyorsa.
Yorum Gönder
<< Evime Gotur Beni